Sendikacılık tehdit etmek mi?

Son zamanlarda üye kaybeden sendikanın temsilcileri, kendilerinden istifa ederek başka sendikalara ve özellikle Tekbir-Sen’e üye olanlara karşı baskı kurduklarına üzülerek şahit olmaktayız. Bu baskı bazen rüşvet vermeye kadar gitmektedir. Bu rüşvet olayını açmakta fayda vardır. Başkanlıkta yetkiyi alabilmek için diğer sendikalara üye olanlara 2500 tl alış veriş kartı hediye edilmesi ve bunun karşılığında kendi sendikalarına üye olarak alınmaları, Tekbir-Sen’e üye olmak isteyen bir hocamızı, malum sendikanın aynı zamanda temsilcisi olan hac ve umreden sorumlu bir şube müdürünün arayarak; ” hocam biz seni umreye göndermeyi planlıyoruz, siz sendikadan istifa ederek başka sendikaya geçiyorsunuz, arayarak iptal ettirin ki biz sizi en kısa zamanda umreye gönderelim”, diyor. Bu şube müdürü görevini kötüye kullanmış olmuyor mu?

Sendikacılık başka sendikalara üye olanları tehdit etmek değildir. Bulunduğu makamı temsilcisi olduğu sendikanın menfaatleri uğruna kullanmak hiçte değildir.

Son tiyatro sahnesini hep birlikte izledik. Memur-Sen %88 zam isteyerek masaya oturduğunu yaptığı basın açıklamalarıyla duyurmadı mı? Memur-Sen yetkilileri hükümetin bu zammı vermeyeceğini bile bile neden böyle bir teklifle masaya oturdu? Sebebi gayet açık ve net; show yaparak istifaların önünü kesebilmek. Memur-Sen yetkilileri kazanımlar elde ettik, diye öğünüyorlar. Elde edilen kazanımlar neler, bilen var mı?

Memur-Sen üye kayıplarının önüne geçebilmek için sürekli olarak;” Biz hükümet yanlısıyız”, diyerek memurlar üzerinde psikolojik baskı kurarak memurları üye yapmadı mı? Diyanette görevli ama hükümet yanlısı olduğunu iddia eden sendikanın temsilcisi bir çok murakıbın başka sendikalara üye olan din görevlilerini arayarak;” seni ben denetlemeye geliyorum, üye olduğun sendika değil, macera peşinde koşma”, diyerek tehdit ettiklerine şahit olduk. Hac ve Umreden sorumlu bir şube müdürünün ve aynı zamanda malum sendikanın da temsilcisi olan bir şube müdürünün sendikadan istifa eden bir din görevlisini istifasını geri çekmesi karşılığında umreye göndereceği sözünü vermesi görevi kötüye kullanmak değil mi?

Buradan Eşme İlçe Müftülüğüne Tekbir-Sen olarak teşekkür etmek isteriz. Sözleşmeli personellerin AFAD eğitimine ilde katılması sonucu yolluk yevmiye ödenmemesi nedeniyle, hocalarımız sendikamızdan destek istediler, sendika olarak bizde Eşme İlçe Müftülüğüyle irtibata geçtik, ilgili yazışmalarımızı yaparak, sözleşmeli personellerden AFAD’ın düzenlediği eğitim seminerlerine katılanlara yolluk yevmiye verilmesiyle ilgili talebimizi ilettik. Eşme İlçe Müftülüğü gayet devlet adabına yakışır bir şekilde talebimizi dikkate alarak, Diyanet İşleri Başkanlığından bu konuyla ilgili görüş sorarak, eğitime katılan sözleşmeli personellere yolluk-yevmiye ödeyeceklerini tarafımıza bildirdiler. Gayet olgun davranarak talebimize cevap verdiklerinden dolayı Tekbir-Sen olarak Eşme İlçe Müftümüz ve Şube Müdürümüz başta olmak üzere tüm çalışanlarına teşekkür ediyoruz.

Saraykent İlçemizin genç ve dinamik ilçe Müftüsüne ve tüm müftülük personellerine ayrıca teşekkür ederiz. İlçeye yeni atanmasına rağmen gönülleri fetheden genç ve dinamik ilçe müftüsü sayın Nuri TAPAN hocamız, ilçe de genç-ihtiyar herkesin kalbini, gönlünü kazanmış bir durumda. Çalışma azmi ve gayretiyle de dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış biri. Bir Müftü olarak hangi camide hangi sıkıntı var? Hangi caminin neye ihtiyacı var? hepsini yakinen takip eden biri Saraykent’in genç müftüsü. Saraykent Müftüler bakımından şanslı ilçelerden. Bundan Önce ki ilçe müftüsü sayın Yasin BAYKAL hocamızda ilçeye büyük hizmetleri dokunan biri. İlçe Müftümüzün kendinden önce ki müftü bey hakkında güzel sözler sarf etmesi ayrı bir güzellik.

Tekbir-Sen olarak hiç bir il yada ilçe müftümüzün karşısında da yanlarında da değiliz. İşinin ehli müftülerimizin her zaman yanlarında yer almaya devam edeceğiz. Sendika olarak gönülleri fethederek büyümeye ve sorunların çözümü konusunda cesur adımlar atmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz.

Tekbir-Sen olarak hiç bir zaman Diyanet İşleri Başkanlığımızın aleyhinde olmayacağız, Diyanet İşleri Başkanlığımızın ve çalışanlarının menfaatleri için kanunların bizlere verdiği yetkileri sonuna kadar kullanmaktan asla korkmayacağız.