Ezan Sesi Vicdanlara Dokunmalı: Vekil Hocaların Hafta Sonu Çilesi ve Maaş Kesintisi Mağduriyeti
Ezan Sesi Vicdanlara Dokunmalı: Vekil Hocaların Hafta Sonu Çilesi ve Maaş Kesintisi Mağduriyeti
Diyanet İşleri Başkanlığımızın çimentosu, camilerimizin ise ruhu olan din görevlilerimizin fedakârlığı hepimizin malumu. Ancak bu kutsal görevi “vekil” statüsünde yürüten yüzlerce hocamızın yaşadığı öyle bir mağduriyet var ki, modern çalışma hayatının temel insani haklarına aykırı düşüyor. Konumuz: Vekil hocaların haftalık izin kullanamaması ve kullandığında düşük maaşlarından kesinti yapılması.
Gelin görün ki, vekil statüsündeki imam-hatiplerimiz ve müezzin-kayyımlarımız, kadrolu meslektaşlarıyla aynı saatlerde, hatta bayramlarda ve özel günlerde çok daha yoğun bir tempoda görev yapıyor. Sabahın seherinde okunan ezandan yatsı namazının son cemaatine kadar cami hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için büyük bir özveri gösteriyorlar.
Peki bu büyük fedakârlığın karşılığında karşılaştıkları tablo ne?
1. Düşük Ücret, İzin Kesintisiyle Çift Kat Mağduriyet: Vekil personelimizin ücretleri, maalesef, çoğu zaman kadrolu meslektaşlarının çok altında kalıyor. Zaten zor şartlarda geçim mücadelesi verirken, bir de insani bir ihtiyaç olan haftalık izin haklarını kullandıklarında, Müftülükler tarafından bu izin günlerinin maaşlarından kesilmesiyle karşılaşıyorlar. Bir hafta 7 günse, izin kullanılan 1 günün ücretinin kesilmesi, zaten dar olan bütçede ciddi bir gedik açıyor. Bu uygulama, “Dinlenirsen ceza ödersin” demenin bir başka yoludur.
2. İnsani ve Hukuki Bir Çelişki: Devlet memurları kanunu ve temel çalışma yasaları, her çalışana dinlenme hakkı tanır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda vekil memurların durumu özel düzenlemeler içerse de, temel insan hakkı olan dinlenme ve sağlıklı bir yaşam sürme ihtiyacı göz ardı edilemez. Bu uygulama, hocalarımızı ya izinsiz çalışmaya ya da cüzi bir miktar karşılığında zaten yetersiz olan maaşlarının daha da eksilmesine mahkûm ediyor.
3. Motivasyon Kaybı ve Hizmet Kalitesi: Unutmayalım ki, morali bozuk, geçim derdi çeken ve dinlenme hakkı gasp edilen bir personel, görevini en yüksek verimle sürdüremez. Camilerimizdeki manevi rehberlik hizmetlerinin kalitesinin korunması, görevlilerin huzurlu ve güvenceli bir ortamda çalışmalarına bağlıdır. Bu mağduriyetin devam etmesi, sadece hocalarımızın değil, aslında tüm cemaatin ve hizmet kalitesinin kaybıdır.
Çözüm Nerede?
Buradan Diyanet İşleri Başkanlığı’mıza ve ilgili Bakanlıklarımıza sesleniyoruz:
Vekil hocalarımızın bu kronikleşmiş mağduriyetini gidermek, vicdani ve idari bir sorumluluktur. Yapılacak en basit ve adil düzenleme, vekil personelin de haftalık izin günlerinin ücret kesintisine tabi olmaksızın kullanabilmesinin yasal ve idari olarak güvence altına alınmasıdır. Eğer yasal bir engel varsa, 657 sayılı Kanun’da vekil personel lehine ivedilikle bir düzenleme yapılmalı veya Başkanlık tarafından Müftülüklere bu yönde net ve bağlayıcı bir talimat gönderilmelidir.
Camilerimizdeki ezan sesinin huzuru, onu okuyan hocalarımızın gönül rahatlığıyla görev yapabilmesine bağlıdır. Düşük maaş karşılığında özveriyle çalışan bu fedakâr hocalarımızın maaş kesintisi çilesine son verilmeli, onlara hak ettikleri insani çalışma şartları sağlanmalıdır. Aksi takdirde, vicdanlarımızı rahatsız eden bu kesinti makası, sadece maaşları değil, aynı zamanda göreve olan inancı da kesmeye devam edecektir.
Bu adaletsizliğin bir an önce giderilmesi, sadece bir memur hakkı meselesi değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve hizmetin sürekliliği meselesidir. Tekbir-Sen olarak gereği yapılana dek, bu mağduriyeti dile getirmeye devam edeceğiz.







